14 Nisan 2008 Pazartesi

Turkiye'de Super8


(Scott Puccio'nun The Film of a Thousand Nights and a Night isimli 16mm'lik filmlinden kareler.)

Geçen gün, Benim Sinemalarım isimli internet sitesinde, Super8 üzerine olan bir tartışma ve görüş alış verişine rastladım. Forum'daki tüm yazılanları daha okuyamadım, ama aklıma gelen bazı şeyleri yazasım geldi.

İlk olarak şöyle bir durum var: Türkiye'de Super 8mm Noyan & Noyan sayesinde bulunuyor. Noyanlardan hem film alabilirsiniz, hem kamera kiralayabilirsiniz, hemde, gerekiyorsa, asistan tutabilirsiniz. Yaptıkları işi çok seven, çok iyi bilen, fiyatları dünya genelinde gerçekten harika olan ve her konuda yardımcı olduklari için benim çok sevdigim, İstanbulda yaşayan bu iki kardeşe yandaki email adresinden ulasabilirsiniz. Şu an filmlerini banyo ve telesine icin Almanya'ya gönderiyorlar: murat@noyan-noyan.com

Tabii, insanlari filmden korkutan ve üzen ilk şey fiyatı, özellikle videonun bu kadar kolay bulunabildiği günlerde. 2 1/2 dakikalik bir şey için bu kadar para değer mi? Tabii, insanlar film ve video arasindaki farkı da küçümsüyorlar. Super8 denildiğinde ilk akla gelen 'nostaljisi', ve film kelimesi de akla ilk 'guzelligi' geliyor... aslında, belki de video ile filme iki tane apayrı 'boya' gibi bakmak daha doğru. Bir tanesinde yapabileceğini, öbüründe yapilamadiği söylenebilinir. Bu konuda, ingilizceniz varsa, Fred Camper'in bu yazisini (ve genel olarak obur yazılarinıda) çok tavsiye ederim. O yazıdan bir örnek vermek gerekirse: Mesela, filmde görüntüler aslinda hep söylediğimiz gibi 'hareket' etmiyor. Karelerin ilerlemesini asla görmüyoruz. Tek gördüğümüz sabit şekilde tutulan fotoraflar, hemde saniyede 24/25 tanes. Film'de hareket algılamamızın nedeni de gözümüzün 'tembelliği'. Video'da ise görüntü hep hareket ediyor, ne formatta olursa olsun. Sizce, yukarıda koyduğum filmi izlemeye kalksak neler görürüz?

Bu tür düşünceler ilginizi çekiyorsa, ve filmle de çalışmayı seviyorsanız, yanda linkini koyduğum Helen Hill'in Recipes for Disaster isimli 'el kitabı' da ilginizi çekebilir. Mesela yanlızca o Super8 kutusu ile, kamerasız bir film yapmak fikri ilginizi çekerse...

Şimdilik bu ilk yazıyıda burada sonlandıralım.